Mitral kapak darlığının en açık belirtisi solunum güçlüğü ve çabuk yorulmadır. Bu yakınmalara çoğu kez çarpıntı da eşlik eder. Aşırı egzersiz sonucu olabildiği gibi ağır vakalarda dinlenme sırasında bile bu yakınmalar olabilir. Soluk kesilmesinin nedeni, kapakçığın işlev yapamaması ve akciğerden gelen kanın geriye kaçması nedeniyle akciğerde basınç artışıdır. Ani hareket sırasında bu etki çok belirginleşir, çünkü kalp atışı ve kan akımı artar. Hastaların çoğunda, akciğer toplardamarları, artan basınca uyarlanıp kalınlaşır ama bazılarında damarlar patlar ve akciğer keseciklerine kan yayılır (bu kesecikler oksijenin kana geçtiği yerlerdir).
Hasta parlak ve temiz kan tükürür. Şiddetli egzersiz sırasında, gebelik ve çocukluk çağında (kan dolaşımına fazladan yük bindiği dönemlerde) bu sistem bütünüyle bozulabilir ve neredeyse bütün akciğer kesecikleri sıvıyla dolar. Bu acil tedavi gerektiren durum, “pulmoner ödem” ya da “akciğer ödemi” diye adlandırılır. Hasta öksürükle çok miktarda köpüklü pembe renkte balgam çıkarır. Bu, tipik kalp yetmezliği belirtisidir. Üçüncü etki, “atrial fibrilasyon” olarak adlandırılan, kalp atışlarının düzensizleşmesi ve aynı zamanda hızlanması durumudur (bir tür titreşme). Hasta hızla kötüleşir, en basit işleri bile soluğu kesildiği için yapamayacak hale gelir. Son olarak, mitral kapak darlığı garip, kendine özgü bir üfürüm sesi oluşturur. Bu, kalp atışları arasında kanın mitral kapaktan geçerken çıkardığı sestir. En büyük tehlike akciğerde kan basıncının yükselmesi ve akciğer keseciklerine kan sızmasıdır. Bu, çok ani olarak oluşabilir ve hemen tedavi edilmezse öldürücüdür.